1. Renk Körlüğü Sanılandan Daha Yaygın

Dünya genelinde erkeklerin yaklaşık %8’i, kadınların ise %0.5’i renk körüdür.
Yani milyonlarca insan, sizin sitenizdeki renk farklarını bizim gördüğümüz gibi göremiyor.
Örneğin kırmızı-yeşil renk körlüğü yaşayan biri için, “Hata” uyarısı kırmızı yerine griye yakın bir ton gibi görünebilir.
Bu durumda formdaki hatayı fark etmesi imkânsız hale gelir.

2. Kontrast Kullanılabilirliğin Temelidir

Bir yazının arka planla arasındaki kontrast oranı, erişilebilirlik açısından kritik öneme sahiptir.
WCAG standartlarına göre metin ve arka plan renkleri arasındaki kontrast oranı en az 4.5:1 olmalıdır.
Düşük kontrastlı metinler sadece görme bozukluğu olanlar için değil, güneş altında telefon kullanan herkes için zorluk yaratır.
Yani kontrast sadece erişilebilirlik değil, kullanılabilirlik meselesidir.

3. Renk Kodlamasına Bağımlı Olmayın

Renkler duyguları ve statüleri ifade etmede güçlü araçlardır, ancak tek bilgi kaynağı olmamalıdır.
Örneğin bir grafik üzerinde sadece kırmızı ve yeşil renkle “başarılı” ve “başarısız” alanları göstermek, renk körü kullanıcılar için anlamsız hale gelir.
Bunun yerine simgeler, desenler veya etiketler eklemek, veriyi herkesin anlayabileceği hale getirir.

4. Tasarımda Test Etmeden Yayınlamayın

Basit bir kontrast testi yapmak veya renk körü simülasyonu kullanmak, erişilebilirliği ciddi biçimde artırır.
Bu testler yalnızca dakikalar alır ama binlerce kullanıcıya kapıları açar.

Axasora Widget: Görsel Erişilebilirliği Otomatikleştirir

Axasora Widget, renk körlüğü modları (Protanopia, Deuteranopia, Tritanopia) ve kontrast artırma seçenekleriyle web sitenizdeki görsel farkları herkes için erişilebilir hale getirir.
Kullanıcılar, siteyi kendi ihtiyaçlarına göre kişiselleştirir; böylece bilgiye erişim bir “lüks” değil, bir hak haline gelir.